işte geldim
boynu bükük duruyorum karşındaey Evliyalar şehr-i İstanbul...
söyle bana
bütün renkleri birbirine katarak
kim boyadı seni zift rengi siyahlara
boş beton yığınlarını dikmek uğruna
kim kırdı o yemyeşil tırnaklarını
duymuyorum artık
o eski aşk şarkılarını senin sesinden
kim boyadı seni zift rengi siyahlara
boş beton yığınlarını dikmek uğruna
kim kırdı o yemyeşil tırnaklarını
duymuyorum artık
o eski aşk şarkılarını senin sesinden
kim söktü acımasızca dişlerini
ve kim kopardı ki dilini
benim gibi lâl kaldın sürgün hasretler içinde
güneşin doğuşunu bile göremiyorsun artık
kim kör etti gözlerini
anason kokan masalarda bolca alkol içirip
kaç kadir kıymet bilmez gelip deşti toprağını
sıcak bir yuva uğruna
kaç vefasız yârin
terk etti seni bir aşk uğruna
oysaki kaç nüfus doyurmuştun sen
yoksul sokaklarında
kaç aşık'a kucak açmıştın
o eşsiz manzaranla
o eşsiz güzelliğini görünce
kaç gayr-i müslim koşmuştu ibadet hanelerine
ve kaç Müslüman şükür ile secde etmişti Yaradan'a
minarelerinin gölgesinde
o kadar kimsesiz kalmışsın ki
sana baktıkça,
içinden öksüz ve yetim çocukları alıp
yakmalı bu kentin bütün sularını diyorum
ve kapatmalı bütün bulutların vanasını
ve kim kopardı ki dilini
benim gibi lâl kaldın sürgün hasretler içinde
güneşin doğuşunu bile göremiyorsun artık
kim kör etti gözlerini
anason kokan masalarda bolca alkol içirip
kaç kadir kıymet bilmez gelip deşti toprağını
sıcak bir yuva uğruna
kaç vefasız yârin
terk etti seni bir aşk uğruna
oysaki kaç nüfus doyurmuştun sen
yoksul sokaklarında
kaç aşık'a kucak açmıştın
o eşsiz manzaranla
o eşsiz güzelliğini görünce
kaç gayr-i müslim koşmuştu ibadet hanelerine
ve kaç Müslüman şükür ile secde etmişti Yaradan'a
minarelerinin gölgesinde
o kadar kimsesiz kalmışsın ki
sana baktıkça,
içinden öksüz ve yetim çocukları alıp
yakmalı bu kentin bütün sularını diyorum
ve kapatmalı bütün bulutların vanasını
sana bunu yapanları ve sessiz kalanları susuz bırakmalı...
kafatasımı delip
beynime saplanmış
son kurşunumla geldim sana
ve duruyorum karşında
kafatasımı delip
beynime saplanmış
son kurşunumla geldim sana
ve duruyorum karşında
boynum bükük, gözlerim yaşlı, yüreğim paslı
ey deli mavi İstanbul
ey mavilerin delisi,
ey Veliler şehr-i İstânbul
ey Veliler şehr-i İstânbul



0 Yorumlar