Bazen çok konuşmak bile bir susma biçimidir.. Bazı insanlar aklındakileri susar, yüreğindekileri susar, gözlerinden akan yaşı susar ama sürekli konuşur. Dünyanın halini anlatır, memleketin halini anlatır. Hiç durmadan anlatır. Hatta o kadar hızlı anlatır ki bazen ne anlattığını bile unutur. Bazen konudan konuya atlar, bazen bi anda susup afallar.. Benim yaralarım var diyemez, beni çocukluğumdan vurdular diyemez, gençliğimi katlettiler diyemez, geleceğimi çaldılar diyemez.. Ben artık sevmekten korkuyorum diyemez, seni seviyorum diyemez... Yıllarca o kadar çok susmuştur ki susmaktan bıkmış fakat anlatmanın yolunu bulamamıştır. Belkide hayatını anlatmaktan aynı yerlerden yeni yaralar almaktan korktuğu için, yeni bir susma biçimi olarak çok konuşmayı hatta bazen boş konuşmayı ama asla içindekileri konuşmamayı seçmiştir... Çok konuşan insanların gözlerine bakın, içinde hüzün görüyorsanız SUS demeyin. O insanın yıllardır nelere sustuğunu tahmin bile edemezsiniz. 6.8.2014 / - KaramsarKorkuluk
Selamünaleyküm,
İsmim Bilâl,
Karamsar Korkuluk
eskide diyebilirsiniz.
Hani olur da bu adam kimdir?
Neler yapar? diye merak edersen "Hakkımda"
bölümüne bir şeyler yazmıştım.
2 Yorumlar
Böyle birini yakinen tanıyorum ve iyi ki susturmamışım.
YanıtlaSilİyi ki...
Sil